1783 senesinde karlı bir havada meşhurca bilinen Montgolfier
kardeşler kendi yaktıkları ocak ateşinde baş aşağı şekilde içini tuttukları
küçük zarfların yavaşça yukardı doğru çıktığını görünce müthiş bir mutluluk
duymuşlardı. Yaptıkları bu deneyi hemen gerçekleştirmeye geçtiler ve çıkardıkları
sonuç ateşeten çıkan bulut sayesinde uçabiliyordu. Dolayısı ile içi bu şekilde duman
ile olan şeyler uçabileceğiydi. Paris in göbeğinde erken saatlerde ateş yakıp
bir balonda uçurmayı başarmışlardı. Fakat kavrayamadıkları bir yer vardı.
Aslında balonu havaya çıkaran ateş dumanı değil, ısınan hava idi. Balonda
havanın ısınırak hafiflemesi neticesi ile yukarı doğru çıkıyordu. Onların belki
tam olarak anlamadıkları bu nokta ne olursa olsun yep yeni gelişmelere yelken
açmıştı.
Kimi buluşlar ve bilim adamları bazı yanlışların uzun süre
devam etmesi bizi şaşırtabilir fakat kimi buluşları kavramaları nesnelerin
yapısından da olabilmekteydi. Zaman geçtikçe doğru bilinen metodlar yeni
bulgular, teoriler ve teknolojinin gelişmesi ile değişebilmektedir.
Karbon 14 metodu olarak bilinen zaman tanımlamasında yapılan
ufak bir hatada %15 gibi bir saptama oluşturmuştu. Bunun sebebi de icro –
magnon insanının meydana gelmesi 30 binli yılların öncesinden 35 bin yıl
öncesine buzul çağının tarihi de 17 bin yıldan 20 bin yıl öncesi olarak hesaplanmıştı. Kanson
14 maddesi bulunanca zaman yeniden hesaplandı ve tarihler yerine oturdu.
1920 senesinde gerçekleştirdiği görecelik kavramının sonunda
bir denklem kurdu ve evrenin sürekli yayılmalar ile devam ettiği idi. Fakat
onun dini gereklikleri bundan söz ettirmeyecek şekildeydi. Bu yüzden sabit
olarak bir madde ekledi. O zamanlar mecbur kaldığı bu davranışa 1928 senesinde
Hubbe kainatın yenilenme ve devamlı genişleme – yayılma durumunda olduğunu
bildirene kadar …
Bir zamanlar ve bazı zamanlar bilim arasında ki dehşet bir
rekabet ortamı bilimi olumsuz etkiliyordu. Çünkü bilimde rekabet kötü bir
ateşleyici oluyordu ve bilim aceleye getirilmez bir olguydu. Bu yüzden de acele
davranmak ve para kazanmak için yapılan bu açgözlülüklerden de nasibini
alıyordu. Tabi sadece bu yüzden değil ayrıca kredi ve devlet teşviği almak
isteyen bilim adamları da böyle gereksiz durumlara başvurabiliyordu. İşte böyle
bir zamanlarda İngiliz elektro kimya bilimcilerinin yaptığı deneyler ile soğuk
füzyon bulmuş olduklarını varsaydılar. Bu önemli bir buluş olduğundan bu iki
İngiliz olan Pons ve Fleischmann için iyi geçti ve onlara Nobel ödülünü de
kazandırdı. Ancak bilimde bir nokta vardı ve bir teorinin kanıtlanabilmesi
için onun doğrulanması gerekirdi. Bunu denemek isteyen diğer ülke bilim
adamları bu buluşun gerçeklik kazanmadığını gördüler. Neyseki tarihte bu tür
olaylar çok fazla karşımıza çıkmıyor. Çünkü bilim artık iyice tekrar tekrar
deneylenen bir olgu haline gelmiştir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder