Genç yaşımda hayatımda mutsuz biri olmuştum. Okuduklarımın hayatıma çare olacağını düşündüm. Bu vesile ile de üniversiteye başladım. Gittiğim üniversite Cambridge Üniversitesi
idi ve burada insani bilimler bölümünü okuyacaktım. Burada verilecek tarih, felsefe, sosyal, sanat derslerinin hayatımda bir aydınlanma yaratacağını düşünüyordum.
Ancak bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim.
Verilen eğitim eski sistemdi. Bu bilgilerin hayatımda nasıl kullanacağımı sorunları nasıl yok edeceğini anlatmıyordu.Aristoteles, Platon derslerini yaşayışlarını okuyordum fakat hayatıma entegre ederek nasıl bağdaştırılabileceğini anlamamıştım. Ondan sonra bu bilgileri geçmişten günümüze yani hayatıma nasıl entegre edilebileceği konusunda takıntı yapar hale geldim.
Din ile kişisel gelişim arasında benzerlik var mı?
Apayrı konular gibi görünmeseler de benzer yanları da vardır. Nasıl yani diyorsanız şöyle kişisel gelişim de sizin daha çok ruhunuzla ilgilenir ve psikolojik yönünüze bakar.
Din de bu durumda benzerlik göstermektedir. İkisine de inanan kişi ölüm, yaşam, zaman, ilişkiler arasında değişik duygular yaşar. Ancak kişisel gelişim de en büyük yanlışlardan biri " Tüm ideallerin gerçek olabilir", "Pozitif düşünmeniz yeterli" gibi bu sözler yarardan çok zarara sokar. Çünkü kendinizi yani sizi hayata hazırlamadan pişirmeye çalışmaları gibidir.
Peki ne yapmalıyız. Önce kendinizi hayata hazırlayın. Öğrenmeniz gereken şeyleri öğrenin. Öğrenmeye başladığınızda da atılıma geçebilirsiniz. Hayatın dinamiğini yakaladığınızda
bir çok şeyin o kadar zor olmadığını göreceksiniz. Okuyun ve bilgi olarak da geliştirin kendinizi... İlişkiler de bir eksiklik yaşıyorsanız psikoloji kitapları okuyun, farklılık istiyorsanız roman okuyun, gelişmek istiyorsanız motivasyon kitapları okuyun. Bunun dışında en önemlisi odak gücünü arttırmak. Yapabileceklerinize odaklanabilmektir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder