Kader Var Peki Ya Onun Dışındaki Seçimlerimiz

Hayatımda çok büyük değişiklikler yaptım ve artık içim kıpır kıpır umut doluyum, mutluyum, huzurluyum.  Çünkü bu bir duyumsama değil bu bir SEÇİM! Evet bizler sadece ve sadece seçimlerimizden ibaretiz aslında… Kimse inkâr edemez ki doğuştan var olan bir kaderimiz var elbet lakin ara sıra yüreğimizi hoplatan, gözlerimizi yaşartan hedeflerimiz, hayallerimiz, aşklarımız hem biz onları çektiğimiz hem de yüksek kader planında zaten var olmaları gerektiği için varlar. Kısaca hiç birimiz iğne deliğinden deve geçirmeye çalışmıyoruz ipliği bile geçirmek zor iken. Yani içimizde var olan her tutku her istek bir şekilde bizimle hep vardı zaten, eğer her şeyi kabullenip ne yapalım kaderimiz böyleymiş dersek bu güçsüzlük olur. Dinimizde apaçık biçimde duanın kaderi değiştirdiği bildirilmiştir tabi ki Allah’ın izniyle. Ama biz insanoğlu bize bahşedilen aklı, mantığı, vicdanı, merhameti ve fırsatları değerlendirmeyi bilirsek kazanıyoruz ve kayıtsız şartsız Allah’a sığınmayı da bilmek gerek… Bugün karınca kararınca kendi başarılarımdan ve naçizane yöntemlerimden bahsedeceğim hiçbir kitaptan alıntı yapmayacağım onlardan da yararlandım elbet yalana ne hacet ancak yöntemin sihri onu bünyeye yedirebilmekte…

Her neyse… Bizler içimizde neyi yapmak istiyorsak ona yönelmeliyiz öncelikle, çünkü bunu yapmak benim kaderimde yok demek ki ben şansızım diye kenara çekilmek her zaman yanlış bir tutumdur çünkü kimi insanlara hayat vermek ister doktor olur, kimi eğitmek ister öğretmen olur. Kimi sanat yapmak ister sanatçı olur vs. vs. ama herkes istediği mesleği yapamıyor bu ülkede dediğinizi duyar gibiyim. Ama içinizde bir şeyler sizi o mesleği yapmaya itiyorsa eğer inanın bilinçaltınızın derinliklerinde ondan bir parçayı hep taşıdınız demektir onu bulun bu hayatta
ne olmak ve ne yapmak istediğinize derhal karar verin. Sadece para kazanmak ve yaşamak için değil gerçekten “yaşamak” için yapın bunu, benimde yaptığım gibi gerçek yaşamınıza sizi taşıyacak yola girene kadar çalışında, rızkınızı kazanın ama asla hayattan mola almayın isteğinizin peşinden gidin ama saplantı haline de getirmeyin.
Örneğin benim kendimi bildim bileli çok ufakken bile hayallerimi süsleyen bir hedefim oldu bugün 25 yaşındayım hala vazgeçmiş değilim senelerce ona tutundum her şeye ve herkese rağmen onu savundum ve peşinden gittim gözü kara âşıklar gibi… Ama hayallerime sarılmam onların bana yardım etmesine de vesile oldu ne zaman ki hayattan soğudum, bunalıma girdim, boş oturup kendime acıdım birer gardiyan edasında dikildiler başıma, kalk yerinden dediler bizi sen yarattın bize hayat verdin senelerce besledin bizi şimdi asla yok edemezsin bizi seni asla bırakmayız dediler… Haklıydılar da öyle bir içime işlemişler diki benim bir parçam olmuşlardı ve evet onlar benim kaderimde vardı çok küçükken bile bilirdim onları çünkü… Siz de sakın demeyin ki benim bu kadar şevkle sarıldığım bir hedefim, hayalim yok… Yanlış! Var hepinizde var sadece şartlar, kötü çekirdek inançlar, yanlış bilinçaltı kodlamaları ile onları bilinçaltınızın ta derinlerine gömdünüz biraz uğraşsanız çıkacaklar… Ve emin olun kendinizi her kötü hissettiğinizde dışarı çıkacaklar ve elinizden tutup sizi sarsacaklar ve bu en kuvvetli ilaçların bile yapmadığı etkiyi yapacak size…
Ben bugün yıllar yılı süren “düşünsel” ve “imgesel” çabamın meyvelerini topluyorum bakın fiziksel girişimden öte düşünce gücü ve imgelemeden bahsettim elbette yerinizden hiç kalkmayın hiçbir şey yapmayın demiyorum ama beyinde bitirilen her eylemin kanlı canlı bir tezahürünün olduğunun kanlı canlı kanıtıyım işte! Birde rahatlık, dinginlik çok çok önemli… Senelerce düşünce gücünü reddederek sadece fiziksel bir takım girişimlerde bulundum hayal ettiğim okula gittim hayal ettiğim ortamlar ve insanlarla çalışma fırsatı buldum ama hepsi bir yerden sonra tökezledi neden dersiniz? Aslına bakarsanız her şey normal bir insan yapması gerektiği gibiydi iyi bir eğitim, başvurular, durmadan çalışmalar vs. vs. amma velakin… Nerde düşünce? Bir yerden sonra fark ettim ki ben kendimi elde ettiğim ya da edeceğim muhtemel hiçbir şeye layık görmüyor, suçluluk duyuyor en berbatı da kendimi sevmiyor hep kendime haksızlık ediyordum
çevremde herkesi övüp mutlu olmalarını sağlarken en değerli olan şeyi kendimi es geçiyordum burada bir virgül koyup açıklama yapmak isterim. En değerli benim derken bunu sakın bencillik olarak algılamayın. Bu sadece öze verilen bir değer çünkü karşı tarafa gösterilen her reaksiyon her davranış bizim kendi içimizdeki sorunlardan ortaya çıkar. Her insan bizim aynamızdır. gözlemleyin birine nasihat verirken bile muhakkak geçmişte yaptığınız bir hatayı düze çıkarmak adına aslında kendimizi de rahatlatırız ya da kendimizi suçlarız işte bu yüzdendir ki size dünyanın en mükemmel fırsatlarını verseler, iş teklifleri başınızdan yağsa kendinizle hesaplaşmanız bitmediyse kendinize değer vermediyseniz hep kaybetmeye mahkûmsunuz! Ben kişisel gelişimi öyle çok seviyorum ki bana beni sevmeyi öğretti çünkü bu da bana çok şeyler kazandırdı, şimdi geçmişte o kadar uğraşırken elde edemediğim şey size yemin ederim ki pat diye geldi beni buluverdi ansızın çünkü artık arınmıştım rahatlamıştım kendimle barışmış hak ettiğime inanmıştım işte sihir bu anahtar kelime, kendini sevmek, inanmak, affetmek… Bu arada sıfıra yakın olumlama yaptım diyebilirim kötü örnek olmak istemem ama eft ile yatıştırdım kendimi ama yöntemden bahsetmek gerekirse ben o anlık duygu durumuma göre olumlama-telkin yaptım, örneğin kendimi berbat hissettim. Bunalımdayım hayatta her şey kötü gidiyor diyelim hemen beni en çok neyi yapmanın mutlu ettiğini hatırlıyorum gözlerimi kapatıyorum kendimi o anda o işi yaparken hayal ediyorum pat anında kendime geliyorum o an zaten yaşadığım rahatlık telkin yerine geçiyor ama biraz daha zorlu durumlarda, kendime ismimle hitap ederek ya da aynaya bakarak tekrarlıyorum;

…(buraya isminiz) sen bu dünyaya… ya sahip olmak……….yaşamak……..ve ……..deneyimlemek için geldin şuan yaşadığın bu sıkıntıyı yaratan senin düşüncelerin hemen özgürleş onlardan ve doğruca yolunda yürümeye devam et emin ol ki her şey senin ve düzenin hayrına göre şekilleniyor.
Bunu değiştirebilir, noktaları yerlere aşk, iş, mal, mülk her ne istiyorsanız koyabilirsiniz inanın bana kendinize özgü kişisel gelişiminiz destekleyecek bir olumlama yaratmanız sizin için daha hayırlı olur çünkü
beyninizi inandırmak çok önemli
Bir de günlük konuşma telkini adını verdiğim çok keskin bir yöntemim var. Bunu ilkin boy ve kilo için uyguladım hayatım boyunca asla kilo sorunum olmadı. Lakin tabi ufak tefek kilo artışları yaşadım ama işin garip tarafı yemekten de kesemedim. Sporu da sevemedim bende her kilo muhabbeti açıldığında bana yok canım sen o kadar kilolu değilsin ya da nasıl zayıflıyorsun diyenlere “Benim metabolizmam çok hızlı çalışır ben ne kadar yemek yesem kilo almam” diyerek karşılık verdim ve bingo! Bu benim bilinçaltıma kazındı, bu tekniğin başarılı olma sebebi normal bir sohbette kendi gerçekliğimmiş gibi bahsetmemden ileri geldi öteki türlü gün içerisinde sürekli olumlama olarak tekrarlasam belki de bu kadar inanmayacaktım işte bu tekniği her şey için ama her şey için uygulayabilirsiniz. Aslında cümle olumsuz ekle bitiyor ama bana verdiği sinyali benim algılayış biçimim önemli işte bu nedendir ki kendinizi tanıyın diyorum ama önce sevin, sevin ki benliğiniz size kendini açsın ben önce kendimle barıştım daha sonra kendime en uygun yöntemleri buldum çünkü diğer türlü olumlama yapmak yaramadı. Bana ama yarayanlar için ne ala sözüm yok ben bunu hala bir yöntem belirleyememiş olan dostlarıma yardım olsun diye yazıyorum, diğer bir yöntem ise gece yatağınıza yattığınıza vuku buluyor. Uykuya dalana dek ne istiyorsak enine boyuna hayal etmek ve akılda son kalan imge isteğiniz olarak uykuya dalmak gerisi bilinçaltınıza kalmış!
Diğer bir şey ise yazmak… Kendinizde sevdiğiniz, sevmediğiniz her şeyi yazmak ve bunu kendinize özgü bir ritüel eşliğinde yakmak! Hayallerle ilgili kısma gelince de eğer kendinize ulaştıysanız ve hayatta ne yapmaya karar verdiyseniz onu bunca zaman sizden neler uzak tuttu. Bunu inanın bana yazmadan bilemezsiniz ve birde çekirdek inanç bulma konusu; hayalinizi düşünün ilk etap da yani onu iyice içselleştirmeden önce duygularınızı tartın. Şöyle ki; Ben uzunca bir süre yurtdışına bir nedenden ve bir kişiden ötürü gitmek istiyordum. Güya kendimce bu işe kendimi layık görüyordum sonra imgelemeye başladım başta her şey çok güzeldi ama bir süre sonra egom kendini ele verdi saklayamadı kendini bende hiç ses etmedim şikâyet etmesine izin verdim sonra taaa lise yıllarından bana bir arkadaşımın ettiği hakarete kadar geldi. İmgeleme ve o an; bana söyledi o kötü sözü almıştım bilinçaltıma kazımıştım ve sonunda bu bende değersizlik ve güvensizlik yaratmıştı! Varan2! İşte buydu o günden itibaren ne zaman istediğim şeyi engelleyen düşünceleri bulmak istesem bu yöntemi kullandım ve sonuç %100 etkiliydi! İnanın bana kendinizi egonuzun dırdırcı diline bıraktığınız anda tüm falsoları yakalıyorsunuz! Hayatınızda ne için kendinizi eksik görüyorsanız ne için aman beni kim ne yapsın diyorsanız inanın bana onun cevabı ve filizlendiği yer içinizde bir yerlerde! Durmayın gün yüzüne çıkarın onu ve yok edin! Çünkü hayat sizin tahmin ettiğinizden de kısa zamansa çok değerli kaybedecek bir saniyemiz bile yok ilkin kendimize yatırım yapacağız ki başkalarına sevdiklerimize yardım edebilelim yoksa arınmamış düşüncelerle yeşeren ruhun kimseye faydası olmaz! Ben bugün kendimi tanımak, sevmek, affetmek ve çekirdek inançlarımı bulmakla yaşadığım rahatlığı size anlatamam hadi sizde yapın hiç de zor değil ve çekinmeden yüzleşin. Kendinizle yaşadığınız kötü anıları sizi berbat hissettirsene tekrar tekrar yaşayın zihninizde ki geriye size hangi çekirdek inancı bırakmış anlayın zaten onu bulduğunuz an ondan özgürleştiğiniz andır! Ve tüm bunların yanına azıcık da fiziksel girişimde bulunmak olacağına kesin gözüyle bakmak da işin tuzu biberi en kolay kısmı zaten inanınki benimde bunları başarmam kolay olmadı. Ama dediğim gibi herkes bu hayatta en çok kendini örseler büyüklerim derdi ki bir insanın kendi kendine verdiği zararı tüm dünya birleşse veremez! Ne kadarda doğruymuş! Bugün ve her yeni gün geriye kalan hayatınızın ilk günü geçmiş orda kaldı gelecek ise sizi bekliyor kendinize haksızlık etmeyin yaşınız ilerlediğinde yapamadıklarınıza yanıp pişman olmayın bunca zaman yaptıklarınızdan da pişman olmayan bir cana zarar vermediğiniz sürece çünkü o an onu yapmak istemişsinizdir o doğru gelmiştir. Ve yapmışsınızdır önemli olan kendi içinizde bunu düzeltmek Ve en önemli en değerli son yöntemim; Dua! Allah’ın isimleri ile salavatlarla dua etmek tam bir itikatla teslim olmak ve her şeyi Yaratandan istemek! Bana bu istekleri veren bu azmi bahşeden Rabbim bana dilediğim bu başarıyı layığıyla yaşat diyerek noktalamak! Ve Allah’ın kabul etmeyeceği dua için asla el açtırmayacağını bilerek inançla teslim olmak… Ben tüm bunları deneyimleyerek iş konusunda, ilişkiler konusunda ve para konusunda büyük adımlar attım çok yakın zamanda size hayallerimin başkentinden mesaj yazıyor olacağım, bilet bakıyorum. Şu an da çocukluk hayalim olan tiyatro yapıyorum, ilişkilerim konusunda nasıl istiyorsam öyle yönlendiriyorum olmadıysa zorlamayıp hayatımdan çıkarıyorum ki gerçekten zamanı ve ruhsal görevi bitince o insanlar sizden gidiyor ve daha sağlıklı bir biçimde hayvanlar ve insanlar için çalışabiliyorum. Her şeye yetişiyorum elimin yettiği her canlıya yardım bile ediyorum çünkü artık kendimle kıyasıya olan kavgam bitti! Fiziksel olarak değişimlerimi daha iyi gözlemlemeye başladım her başarımın temeline İNANCI koydum. Burada genel olarak her şeyi alarak bahsettim ama bir dahaki yazımda nasipse aşk ve ilişkilerle ilgili deneyimlerimi yazacağım aile, eş, akrabalar, arkadaşlar vs. vs. hayatın o kısmıyla ilgilide yaşadığım ve ders aldığım deneyimlerim oldu ve biliyorum ki en sorunlu olduğumuz alanlardan biri de bu… Şimdilik bu kadar elimden geldiğince paylaşmaya devam edeceğim umarım ara verdiğime değmiştir hepinizin yolunun ışıkla aydınlanması ve mutluluktan örülmesi dileğiyle... Alıntıdır.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Sayfalar

Popüler Yayınlar